Dünyada ve Türkiye’de birçok kadın, iş hayatında yükselişlerini önleyen faktörlere karşı mücadele veriyor. Bu faktörler arasında “cam tavanlar” olarak adlandırılan eşitsizlikler, düşük ücret seviyeleri, işe alma süreçlerinde ayrımcılık ve eğitim olanaklarından yoksun kalma gibi zorluklar yer alıyor. Ancak son dönemde iş hayatında dengeler değişiyor ve kadınlar artık yalnızca görünür olmakla kalmayıp, aynı zamanda liderlik merdivenlerini daha kararlı adımlarla tırmanıyor.
Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 36’ya yükselmiş durumda. Yönetim kadrolarındaki kadın sayısı her geçen gün artıyor. Artık şirketler, kadınların çalışma yaşamının her aşamasında yer alabilmelerini sağlamak amacıyla güçlenmelerinin, ülke ekonomisine ve şirket performansına sağladığı katkıların farkında. Kadınlar, ailenin omurgası olduğu gibi toplumsal değişimin de önemli kaldıracıdır. Ekonomik yaşamın her alanında ve her seviyesinde var olmalarını destekleyen şirket sayısı artıyor.
Kadınlar, iş dünyasında liderlik pozisyonlarına yükselirken sürdürülebilir kalkınma amaçları altında da önemli bir başlık olarak yer alıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği için daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğini vurgulayan kadın liderler, iş dünyasının geleceğini şekillendiriyor. Onların deneyimleri, genç kuşak kadın çalışanlar için ilham kaynağı oluyor.
Gülçin Aytemizel Telatar, “Liderliğin her insanın içinde keşfedilmeye hazır bir cevher olduğunu, bizzat yaşayarak öğrendim” diyor. Kadınların iş dünyasındaki görünürlükleri ve etkilerinin artırılması için daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğini belirtiyor. Kadınlar artık seçilmiyor, seçiyor; çalışacakları firmayı, sektörü, işi, haklarını ve yan haklarını bilinçli bir şekilde değerlendiriyor.
Kadınların iş dünyasındaki yeri, sadece ekonomik değil aynı zamanda toplumsal dönüşüm açısından da büyük önem taşıyor. İş dünyasının güçlü kadınları, geleceği şekillendiren liderler olarak önemli bir rol üstleniyorlar.