Sessiz istifa, çalışanların işten ayrılma sürecini gürültüsüz bir şekilde yürüttüğü bir kavramdır. İş yerinde daha az sorumluluk almak, sadece görev tanımının yarattığı sorumlulukları yerine getirmek ve iş yeri için mümkün olan en düşük düzeyde çaba harcamak şeklinde kendini gösterir. Bu eylem, motivasyon eksikliği gibi duygusal temellere dayanır ve çalışanlar, işverenlerine net bir mesaj gönderir: “Bu adil ve sürdürülebilir değil; konuşmalıyız!”.
Sessiz istifanın nedenleri arasında şunlar bulunabilir:
Koşuşturma Kültürüne Tepki: Çalışanlar, iş dışında anlamlı bir hayatı kaçırmak istemeyen ve tükenmişlikten kaçınmak isteyen bir tepki olarak sessiz istifayı tercih edebilirler.
Zihinsel Yorgunluk: Pandemi koşulları, özellikle yeni kuşak çalışanların zihin dünyasında çalışmanın anlamı hakkında yeni soruları tetikledi. Bu nedenle sessiz istifa, iş dışında daha fazla zaman ayırmak isteyen çalışanlar arasında yaygınlaşmıştır.
İş-Yaşam Dengesi: Sessiz istifacılar, iş-yaşam dengesini korumak isteyen bireylerdir. Belirlenen mesai saatleri içinde sadece tanımlanan işi yapmak ve başka ek sorumluluk almamak, bu dengeyi sağlamaya yönelik bir adımdır.
Çalışma Sınırlarını Belirlemek: Sessiz istifa, çalışanların iş yerinde yaşadıkları hayal kırıklığını dile getirme tarzı itibariyle benzersizdir. İşverenlere, “Bu şekilde çalışmak adil değil” mesajı verir.
Sessiz istifa, iş dünyasında yeni bir trend olarak ortaya çıksa da aslında uzun süredir var olan bir olgudur. Şirketlerin ve çalışanların birlikte kazanabilmesi için iş liderleri bu sosyolojik olguyu ciddiye almalıdır.
Çalışanların iş yerinde daha iyi bir deneyim yaşaması ve motivasyonlarının artması, sessiz istifayı önlemeye yardımcı olabilir. Bu eğilimin geçici mi yoksa kalıcı mı olacağını ise şirketlerin tepkileri belirleyecektir.
Eğer daha fazla detay isterseniz, bu konuda yapılan araştırmaları inceleyebilirsiniz. Sessiz istifa, iş dünyasında önemli bir konu haline gelmiş ve gelecekte de tartışılmaya devam edecektir.